Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Künye

Preeklampsiye ikincil peripartum kardiomyopati: Vaka sunumu . Perinatoloji Dergisi 1998;6(3):80-81

Yazar Bilgileri

Gülşen Gerçel,
Erhan Büyük,
Gonca İmir,
Özgür Öktem,
Orhan Ünal,
Nejat Ceyhan,
sakıp Pekin

  1. Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Perinatoloji Van TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Peripartum kardiomyopati etyolojisi tam olarak bilinmeyen, gebeliğin son aylarında ve doğumdan sonraki birkaç ay içinde gelişen, konjestif kalp yetmezliği ve kardiyak dilatasyonla karakterize bir tablodur, idyopatik dilate kardiomyopati ile paralellik kurulmuşsa da, vakaların çoğunda altta yatan çeşitli faktörlerin rolüne rastlanmaktadır. Bu makalede preeklampsi ile ilişkili bir dilate kardiomyopati vakasının tanı, izlem ve tedavisi sunulmuş ve peripartum kardiomyopati, literatür ışığında tartışılmıştır.
Olgular
36.5 haftalık gebe olan 35 yaşındaki multipar hasta, 2 gün önce başlayan ortopne ve paroksismal noktürnal dispne nedeniyle hastanemize başvurdu.
Sonuç

Peripartum kardiomyopati ender rastlanan bir dilate kardiomyopati tipi olup, tanı konulmadan önce peripartum dönemdeki potansiyel kalp yetersizliği nedenleri ekarte edilmelidir
Anahtar Kelimeler

Kalp yetersizliği, kardiomyopati, peripartum.

Giriş
Kadınlarda kalp yetersizliğinin sık görüldüğü bir dönemde, gebeliğin son ayları ile doğumdan sonraki ilk aylardır. Peripartum kardiomyopati terimi, nedeni tam olarak bilinememekle birlikte, peripartum gelişen kalp yetersizliği olgularını tanımlamak için kullanılmaktadır, idyopatik dilate kardiomyopatiyi anımsatan bu tablonun sadece gebeliğe özgü bir antite olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı halen tartışma konusudur (1). İdyopatik olarak değerlendirilen birçok olguda, dikkatli incelemeler sonrasında, kronik hipertansiyon, farkedilmemiş mitral stenozu, obezite, viral myokardit, preeklampsi, anemi, enfeksiyon gibi altta yatan çeşitli nedenler saptanabilmektedir (2). Bu makalede preeklampsi ile ilişkili ve postpartum 6. haftada normale dönen bir dilate kardiomyopati olgusunun tanısı, tedavisi ve izlemi sunulmuştur.
Olgular
 9 yıl önceki diğer doğumuyla ilişkili eklampsi öyküsü bulunan hastanın fizik muayenesinde kan basıncı 140/90 mmHg, nabız dakika sayısı 96 olarak bulundu. Oskültasyonda S3 ve akciğer alanlarında krepitan railer saptandı. Solunumu taşipneikti ve sol kostovertebral açı hassasiyeti mevcuttu. Kanda hematoloji ve biokimya tetkiklerinde demir eksikliği anemisi (hemoglobin 9 g/dl, hematokrit % 26.2) dışında özellik yoktu. İdrar analizinde ise orta derecede proteinüri ve lökositüri saptandı. Çekilen anteroposterior akciğer grafisinde infiltrasyon paterni ve kardiotorasik indekste artış görüldü. Ekokardiografi incelemesinde sol ventrikülde dilatasyon ve sistolik fonksiyonda minimal depresyon, sol atriumda dilatasyon, orta derecede mitral yetersizliği ile sol ventrikül diastol sonu basıncında artış saptandı. Preeklampsiye bağlı dilate kardiomyopati tanısı ile hastanın tedavisine başlandı. Furosemid enjeksiyonları (3x20 mg, i.v.) ve nitrat infüzyonu (35 mg/st) uygulanan hastada pulmoner railer, S3 ve taşipnenin kaybolması ve genel durumunun 36 saat içinde stabilize olması üzerine genel anestezi altında sezaryen operasyonu ile 2780 g ağırlığında 9/10 apgarlı kız bebek doğurtuldu. Postpartum 1. günde ortopne ve taşipnenin yeniden ortaya çıkması ve pulmoner railer ve S3'ün tekrar saptanması üzerine, hasta kardiyoloji yoğun bakım ünitesine alındı. Arteryel kan gazı analizinde pH 7.46, pO2 69, pCO2 36.5 ve O2 satürasyonu % 94.4 idi. Dijitalizasyon, nitrat infüzyonu ve furosemid enjeksiyonları sonrasında hastaya ertesi gün lisinopril 20 mg/gün p.o. başlandı. Semptomlar, postoperatif 3-günde kayboldu. Hasta postoperatif 6. günde lisinopril 20 mg/gün, furosemid 20 mg/gün, digoxin 0.25 mg/gün tedavisini uygulamak üzere taburcu edildi. Bir ay sonraki postpartum kontrolunda bu dönemi semptomsuz geçirdiği öğrenildi. Postpartum 6. hafta sonunda yapılan ekokardiografi ve akciğer grafisi incelemeleri normal sınırlarda bulundu.
Tartışma
Peripartum kardiomyopati, dilate kardiomyopatilerin ender rastlanan bir şeklidir, ancak peripartum dönemde gelişen kalp yetersizliği durumlarında ayırıcı tanıda akla gelmelidir. Tanı ancak kardiomyopatiye yol açabilecek belirgin etyolojik faktörlerin ekarte edilmesinden sonra koyulabilir (3). Cunningham et al (4) nedeni belirsiz 28 peripartum kalp yetersizliği olgusunda, başlangıçta idyopatik olduğu düşünülerek peripartum kardiomyopati olarak sınıflandırılan 21 olguda, incelemeler sonucunda altta yatan kronik bir hastalık saptayarak böyle bir antitenin varlığından duydukları kuşkuyu belirtmişler; peripartum kardiomyopati olarak tanımlanan birçok olgunun aslında gebelikle ilişkili hemodinamiğin alevlendirdiği birleşik kardiovasküler sorunlar olduğunu vurgulamışlardır. Altta yatan nedenler arasında kronik hipertansiyon, tanısı koyulmamış mitral stenozu, morbid obezite, viral myokardit, siyah ırk, multiparite, 30 yaşın üzerinde olma, kalıtım, preeklampsi, çoğul gebelik, anemi, enfeksiyon gösterilmiştir (5).
Hastalar genellikle konjestif kalp yetmezliği bulguları ile başvurmaktadır. Dispne, ortopne, çarpıntı ve öksürük sıklıkla rastlanan semptomlardır. En önemli bulgu kardiomegalidir. Ekokardiografi ve Doppler incelemeleri tanıyı doğrular ve diastol sonu boyutlarda artış ile ventrikül duvarı hareketinde azalmayı gösterir (4). Tedavide kalp yetmezliğinin düzeltilmesine çalışılır. Bu kadınların birçoğunda, normal gebeliğin kardiovasküler ihtiyaçlarına, çeşitli gebelik komplikasyonları ya da medikal sorunlar da eklenmiş olduğundan; bu problemlerin de giderilmesine çalışılmalıdır.
Prognoz altta yatan nedene bağlıdır. Nedeni saptanamayan olgularda prognoz genellikle daha kötüdür ve bu olguların yaklaşık % 50'sinde 2 yıl içinde mortalite bildirilmiştir. Sorun bir sonraki gebelikte tekrarlayabilmekte ve hastanın kardiyak durumu kötüleşe bilmektedir. Tedaviye yanıt alınamayan vakalarda kardiyak transplantasyon önerilmektedir (4).
Sonuç
 Yoğun bakım izlemi ve invaziv monitörizasyon, tedavinin en önemli unsurlarıdır. Prognoz, tedavi yaklaşımına ve altta yatan nedenlere bağlı olarak değişmektedir.
 
Kaynaklar

1) Cunningham F.G.: Peripartum cardiomyopathy. Contemp Ob/Gyn, 40: 98, 1995.
2) Mabie WC, Hackmann BB, Sibai BM: Pulmonary edema associated with pregnancy: Echocardiography insights and implications for treatment. Obstet Gynecol, 81; 227, 1993.
3) Mazor M. Idiopathic dilated cardiomyopathy in pregnancy, Arch. Gynecol. Obstet. 255 (1): 51-3, 1994.
4) Cunningham FG, Pritchard JA, Hankins GDV, Anderson PL, Lucas MK et al: Idiopathic cardiomyopathy or compounding cardiovascular events. Obstet Gynecol, 67: 157, 1986.
5) Lauer MS, Anderson KM, Kannal WB, Levy D: The impact of obesity on left ventricular mass and geometry: The Framingham Heart Study. JAMA, 266: 231, 1991.