Antifosfolipid antikorların rekürran abortıısla ilişkisinin keşfinden sonra rekürran abortusta otoimmun sebepler konusuna ilgi büyük ölçüde artmıştır. Antifosfolipid antikor sendromu, tromboz, rekürran fetal kayıp ve trombositopeni ile karakterize bir tablo olup genellikle SLE'e eşlik etmekle birlikte, primer olarak da görülebilmektedir. İkinci trimesterde 5 fetal kaybı bulunan 33 yaşında hastada, antifosfolipid antikorları pozitif bulundu. Antinükleer antikorun zayıf pozitif ve LB hücresinin pozitif olması ile lupus benzeri hastalık tanısıyla izlendi. Düşük doz aspirin ve kortizon tedavisi altında gebeliği glikoz intoleransı dışında problemsiz seyretti ve miadında sağlıklı erkek bebek sahibi oldu. Postpartum, trombositopeni ve serebrovasküler atakla SLE gelişti, kortikosteroid ve antimalaryal tedavi île minimal nörolojik sekel dışında remisyon sağlandı. Üç yıl sonra tekrar gebe kalan hasta aynı şekilde takibe alındı. Gebelik seyrinde tekrar glikoz intoleransı gelişti ve 36. haftada trombositopeni saptandı. 38 haftada canlı problemsiz bebek doğurtuldu. Postpartum gelişen malar raş ve trombositopeninin derinleşmesine bağlı mukoza kanamaları, SLE reakti-vasyonu olarak değerlendirildi. Başlanan yüksek doz kortikosteroid ve antimalaryal tedavi ile aktivasyon belirtileri kayboldu. Bu vaka bulgular ve literatür ışığında tartışıldı.
Anahtar Kelimeler
-