Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Günaşımı gebelerin izleminde nonstres test ve amniotik sıvı indeksinin önemi

Hüsnü Görgen, Umur Kuyumcuoğlu, Ateş Karateke, Mehmet Uludoğan, M. Nuri Delikara

Künye

Günaşımı gebelerin izleminde nonstres test ve amniotik sıvı indeksinin önemi. Perinatoloji Dergisi 1994;2(4):202-206

Yazar Bilgileri

Hüsnü Görgen,
Umur Kuyumcuoğlu,
Ateş Karateke,
Mehmet Uludoğan,
M. Nuri Delikara

  1. Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi - - TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Günaşımı gebelikler fetal distress, intrauterin fetal ölüm ve doğum travmaları açısından ohstetride önemli bir yer tutmaktadır. Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi antenatal polikliniğine Ağustos 1993-Ocak 1994 tarihleri arasında başvuran gün aşımı olan 75 gebe nonstress test (NST) ve amniotik sıvı indeksi (ASIj ölçümleri ile izlendi. 
Yöntem
Olgularda doğum şekli, Apgar skorları ve erken neonatal morbidite ve mortalite değerlendirildi. Olguların hiçbirisinde neonatal mortaliteye rastlanmadı.
Bulgular
 Apgar skoru <7 olan 12 yenidoğanda antenatal izlemde nonreaktif NST saptanan olgu sayısı 9 ve ortalama ASİ 6.96 cm (3-13) idi. Bu değerler Apgar skoru >7 olan 63 yenidoğanm antenatal izleminde ise sırasıyla 17 (% 28.5) ve 10.5 cm (3-22) idi. Sonuçlar arasında istatiksel olarak ileri derecede anlamlı ilişki bulundu (sırasıyla p<0.001 ve p<0.05). 
Sonuç
Günaşımı olan gebelerin izleminde fetal kalp hızı traseleri ve ultrasonografik olarak ASİ ölçümleri ve buna bağlı doğuma yönelik aktif yaklaşım daha iyi perinatal prognoz sonuç alınmasına katkısı olacağı sonucuna varıldı.
Anahtar Kelimeler

Postterm gebe, Nonstress test, Amniotik sıvı indeksi

Giriş
Günaşımı gebelikler pekçok çalışmada da gösterildiği gibi perinatal mortalite ve morbiditenin yükselmesi ile beraberdir (1-4).Termdeki gebeliklerde perinatal mortalite oranı 6-12/1000 iken, bu oran 42. haftadan sonra iki, 43. haftadan sonra üç ve 44. haftada dört katına çıkar (5).40. gebelik haftasından sonra progresif uteroplasental yetmezliğe bağlı olarak fetal asfiksi, intrapartum distres, mekonyum aspirasyonu ve dismatürite oranları artar (6). Antepartum fetal değerlendirme, intrauterin asfiksiye bağlı komplikasyonları ve in utero fetus kayıplarını önleme amacı ile yapılır. Son zamanlarda antepartum fetal değerlendirme yöntemlerindeki ilerlemeler perinatal morbidite ve mortalitede azalmaya neden olmuştur. Özellikle elektronik fetal kalp monitorizasyonu ve ultrasonografinin gelişimi ile antepartum izlem kolaylaşmıştır. Bu çalışmamızda postterm gebeliklerin antenatal izlemi ve perinatal sonuçları incelenmiştir.
Yöntem
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi antenatal takip polikliniğine Ağustos 1993-Ocak 1994 tarihleri arasında başvuran 75 günaşımı olan gebe çalışma kapsamına alındı. Düzenli adet gören ve son adet tarihlerini kesin olarak bilen, ilk veya ikinci trimester ultrasonografik fetal biyometri ölçüleri bulunan gebelerden gestasyonel yaşı 40 hafta veya daha fazla olanlar takibe alındı.Gestasyonel yaşı kesin olarak bilinmeyen olgular çalışma kapsamı dışında bırakıldı. Gebelerin tümü tekiz gebelikti ve herhangi bir obstetrik veya medikal hastalık ile komplike olmamıştı.
Antenatal takipte tüm gebelere haftada iki kez nonstres test (NST) ve ultrason ile amniotik sıvı indeksi (ASİ) ölçümleri yapıldı. NST için Hewlett Packard HP Series 50A (M1351A) fetal monitor cihazı, ASİ ölçümleri için Cornbison 410 ultrasonografi cihazı 3.5 MHz curvelineer transdüser kullanılarak yapıldı. Maternal hipogliseminin neden olduğu yanlış pozitifliği önlemek için NST postprandial olarak yapıldı. Sol lateral yatırılarak kaydedilen NST traselerinde 20 dakikalık süre içerisinde en az 15 saniye süren ve en az 15 atımlık artış olan en az 2 akselerasyon saptanan traseler reaktif olarak değerlendirildi. Akselerasyon göstermeyen veya belirgin deselerasyon saptanan traseler ise nonreaktif olarak değerlendirildi (7). Yirmi dakikalık gözlem içerisinde nonreaktif NST saptananlarda ayrıca maternal abdominal uyarı ve/veya şekerli sıvı alımı ile fetal stimülasyon sağlanmaya çalışıldı. Tekrarlanan trasede maksimum 60 dakikalık süre içerisinde olumlu sonuç alınamazsa nonreaktif NST olarak değerlendirildi.
ASİ ölçümlerinde uterus dört kadrana ayrıldı. Linea nigra uterusu sağ ve sol, göbekten geçen transvers çizgi ise aşağı-yukarı kadranları belirledi. Phelan ve arkadaşlarının tarif ettiği şekilde hasta supine pozisyonda yatarken transdüser longitudinal aksında ve zemine dik olarak ölçüm yapıldı (8). Her bir kadrandaki en geniş vertikal uzunluğa sahip amniotik sıvı cebi santimetre olarak ölçüldü. Bu 4 kadrandaki ölçümlerin toplamı ASİ değerini belirledi. Antenatal polikliniğinde tüm gebelerin haftada iki kez NST ve ASİ'leri değerlendirildi.
Antenatal takipler sırasında NST'in nonreaktif olması, ASİ <5 cm olması ve/veya vaginal muayenede serviksin doğum indüksiyonu için uygun (Bishop skorunun >5) olması halinde gebe doğum için hospitalize edildi. Bishop skoru uygun olmayan gebelere intraservikal prostaglandin jel (0.5 mg) uygulandı. NST ve ASİ'leri normal olarak değerlendirilen diğer gebeler antenatal polikliniğinde takip edildi ve travaylarının spontan başlaması ile hospitalize edildi. Tüm gebeler travayları sırasında elektronik fetal monitorizasyon ile izlendiler. Travay esnasında fetal distres belirtisi gösteren olgular sezaryen ile doğurtuldular. Tüm olguların doğum şekilleri, bebek Apgar skorları, perinatal morbidite ve mortalite verileri kaydedildi.
İstatistiki analizler için student's t test, ki-kare testi, ve regresyon analizi testi kullanıldı.
Bulgular
Olguların klinik özellikleri Tablo l'de, nonstress test sonuçlarına göre dağılımı Tablo 2'de gösterilmiştir. Antenatal polikliniğe başvuran gebelerin ortalama gestasyonel yaşı 288.0±5.5 gün idi. Olguların doğum sırasındaki ortalama gestasyonel yaşı ise 294.4±5.9 gün idi. Olguların hiçbirisinde perinatal mortalite olmamıştır. Birinci dakika Apgar skoru <7 olan 12 yenidoğanda antenatal izlemde nonreaktif NST saptanan olgu sayısı 9 ve ortalama ASİ 6.96 cm (3-13) idi. Bu değerler 1. dakika Apgar skoru >7 olan 63 yenidoğanın antenatal izleminde ise sırasıyla 17 (% 28.5) ve 10.5 cm (3-22) idi. Sonuçlar arasında istatiksel olarak ileri derecede anlamlı ilişki bulundu (sırasıyla p<0.001 ve p<0.05). Antenatal takipler sırasında non-reaktif NST trasesi olan gebelerin bebeklerinde 1. ve 5. dakika Apgar skorları ile bebek hospitalizasyon süresi açısından reaktif NST trasesi olan gebelere göre anlamlı fark saptandı. Doğum şekilleri kıyaslandığında, non-reaktif NST tranesi olan gebelerde operatif doğum ve travayın indüklenmesi açısından reaktif NST trasesi olan gebelere göre anlamlı fark saptandı (p<0.005). Neonatal morbidite açısından ise anlamlı fark bulunmadı. ASİ ölçümleri ile 1. ve 5. Apgar dakika skorları arasında yine istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı (sırasıyla p<0.005 ve p<0.05).
Tartışma
Günaşımı gebeliklerde progresif uteroplasental yetmezliğe bağlı olarak fetal asfiksi, intrapartum fetal distres, mekonyum aspirasyonu ve dismatürite oranları artar (6). Bu gebeliklerin yakın antenatal takibi ve uygun doğum zamanı sağlıklı bir yenidoğan için gereklidir. Antepartum fetal değerlendirme, intrauterin asfiksiye bağlı komplikasyonlan ve in utero fetus kayıplarını önleme amacı ile yapılır. Son zamanlarda fetal test yöntemlerindeki ilerlemeler perinatal morbidite ve mortalitede azalmaya neden olmuştur. Özellikle elektronik fetal kalp monitorizasyonu ve ultrasonografinin gelişimi ile antepartum izlem kolaylaşmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, klasik olarak tarif edilen 294 günden fazla süren postterm gebeliklerin yanısra, 294 günden önce de belirgin neonatal morbidite ve mortalite olduğu belirtilmiştir. Grausz ve Heimler beklenmedik afsiksi için ortalama gestasyonel yaşı 288.8 gün olarak bildirmiştir &\ Bu bebeklerden ölen veya nörolojik sekeli olanlar için ise ortalama gestasyonel yaş 291 gün olduğu belirtilmiştir. Bocher ve arkadaşları gebeliğin 41. haftasında takibe alınanlarda fetal distres oranını % 2.3 olarak bildirirken, bu oranın 42. haftada takibe başlayanlarda % 5.6 olduğunu belirtmişlerdir (10). Aries makrozomi, fetal distres, mekonyum aspirasyonu ve postmaturitenin 38-40. haftada % 5.6 iken, 41-42. haftalarda % 24.7 olduğunu belirtmiştir (6). Guidetti ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada da gün aşımı gebeliklerde antepartum fetal testlerin 41. gebelik haftasında başlanması vurgulanmıştır (11). Bu nedenle çalışmamız kapsamına alınan gebelerin izlemine 42. hafta yerine 40. haftadan sonra başlandı. Maternal ve fetal morbiditenin arttığı, yüksek risk taşıyan günaşımı gebelerin antenatal yönetiminde en iyi yolun ne olduğu tartışma konusudur. Bu gebelere rutin indüksiyon uygulanarak travay başlatılabilir veya antenatal fetal değerlendirme yöntemleri ile takip edilebilirler. Yapılan çalışmalarda uygun antenatal takipler ile fetal mortalite ve morbiditenin düşük olduğu saptanmıştır (12-15). Bu çalışmalarda rutin indüksiyon ile perinatal mortalitenin azalmadığı ancak sezaryen oranlarında artış olduğu saptanmıştır. Son zamanlarda yapılan multisenter bir çalışmada günaşımı gebelerin antenatal yönetiminde travayın başlatılması veya antenatal testlerle takip arasında maternal ve perinatal mortalite ve morbidite yönünden bir fark bulunamamıştır (16). Grubb ve arkadaşlarının yapmış oldukları çalışmada 8038 günaşımı olan gebe antenatal olarak NST ve ASİ ile takip edilmiş ve antepartum ölü doğum oranını 1.12/1000 olarak bulmuşlardır (17). Bizim çalışmamızda günaşımı olan gebeler NST ve ASİ'leri ile takip edilmişler ve testlerin anormal sonuç vermesi veya serviksin indüksiyon için uygun olması durumunda doğum için hospitalize edilmişlerdir. Bu şekilde takip edilen olgularımızdaki sezaryen oranı % 24'tür. Her ne kadar olgu sayımız yeterli olmasa da, yine de neonatal mortalitenin görülmemesi bu takip yönteminin önemini göstermektedir.
NST fetal harekete yanıt olarak kalp hızında geçici artış oluşması esasına dayalı bir yöntemdir. Posterior hipotalamus ve medulla oblangatada yer alan, fetal kalp hızı reaktivitesini düzenleyen merkez matürasyonunu 28. gebelik haftasında başlamakta ve 37. haftada tamamlamaktadır. Reaktif bir NST, fetal iyilik için güvenilir bir bulgudur. Ancak NST reaktif olsa da, variable deselerasyon varsa test normal olarak değerlendirilmemelidir. Böyle bir bulgu azalmış amniotik sıvı sonucu umbilikal kordon basısını düşündürmektedir (18-19). Phelan'ın 239 günaşımı gebede yapmış olduğu çalışmada, NST'si reaktif ancak deselerasyon saptanan olgulardaki mekonyum pasajı ve fetal distres nedeniyle sezaryen oranlarını non-reaktif NST'si olan olgular ile aynı saptamıştır ve NST reaktif olsa da deselerasyon olması durumunda doğumun başlatılmasını önermiştir (20). Çalışmamızda da NST trasesinde deselerasyon görülmesini anormal bulgu olarak değerlendirdik ve bu olguları hospitalize ettik. Bocher NST ve amniotik sıvı değerlendirmesi yaptığı çalışmada, herhangi birisindeki anormal bulgunun fetal distres sonucu artmış sezeryan oranları ile birlikte olduğunu belirtmiştir (21\ Günaşımı gebelerde değişik antepartum test yöntemlerinin karşılaştırdığı bir çalışmada, NST ve amniotik sıvı değerlendirilmesinin doğum indüksiyonunu arttırdığını ancak en düşük intrapartum fetal distres ve perinatal morbidite ve mortalitenin bu takip şeklinde olduğunu belirtilmiştir (22). Çalışmamızda da anormal NST ve/veya ASİ sonucu olgularda fetal distrese bağlı artmış indüksiyon ve sezeryan görülmüştür. Kırkiki haftayı aşan gebeliklerde anormal fetal kalp hızı trasesi ve oligohidram-nios girişim için kabul edilen endikasyonlardır (23\ Ancak bu testlerde anormal bulgu çıkmadan önce, serviksi uygun (Bishop skoru 5-8) postterm gebelerde doğum eylemi indüklenmelidir. Gestasyonel yaşı kesin olarak bilinmeyen ancak postterm olduğu düşünülen olgularda akciğer matürasyonu değerlendirildikten sonra indüksiyon başlatılmalıdır. Fleischer NST ile takip ettiği 228 postterm gebede, takip edilmeyen gebelere oranla fetal ve neonatal morbiditede azalma olmasına karşın 2 ölü doğum ve neonatal ölüm olduğunu bildirmiştir (24). Bizim olgularımızın hiçbirisinde fetal veya neonatal ölüm görülmemiştir.
Gebelik ilerledikçe amniotik sıvı miktarında azalma meydana gelir. 34. gebelik haftasında başlayan bu azalma, 40. haftadan sonra daha belirgin olarak azalmaya başlar (25-26). Günaşımı olan gebelerde amnios sıvı volümünün haftada % 25-33 azaldığı bildirilmiştir (27-28). Bununla beraber gün aşımı olan gebe lerde amnios sıvı miktarındaki azalmanın daha hızlı ve radikal bir şekilde olabileceği vurgulanarak daha sık sonografik değerlendirmenin faydalı olacağı belirtilmiştir (28). Amniotik sıvının azalması ile birlikte intrapartum kordon kompresyonu ve mekonyum koyulaşmasına bağlı komplikasyonlar görülür. Bu nedenle günaşımı gebelerin antenatal izleminde amniotik sıvı miktarının takibi önemlidir. Amniotik sıvı miktarı fetal santral sistemindeki değişikliklerden etkilenmez. Oligohidramnios hipoksi ile uyarılmış refleks sonucu beyin kan akımını korumak için fetal kan dolaşımının akciğerler, böbrekler ve splanknik sahadan uzaklaştırılması sonucu gelişir. Ruhtherfort ve arkadaşları 330 olguda yalnızca ASİ 5'in altında olduğu zaman perinatal sonuçlarda kötüleşme olduğunu bildirmişlerdir (29). Son zamanlarda ASİ için gestasyonel yaşa bağımlı normlar geliştirilmiş olup,5. persantilin altındaki değerler anormal olarak değerlendirilir <30). Bu değer 41. hafta için 6.7 cm dir. Fischer ve arkadaşları farklı amniotik sıvı ölçüm met odlarını karşılaştırmak amacı ile 198 günaşımı olan gebeyi haftada 2 kez NST ve amniotik sıvı volümü ölçümleri ile takip etmişler ve anormal perinatal sonucu belirlemek açısından en büyük vertikal sıvı cebi ölçümünün (<2.7 cm) en fazla diagnostik değeri olduğu sonucuna varmışlardır (31). Tongsong ve arkadaşları 252 günaşımı gebenin antepartum takibinde amniotik sıvı değerlendirilmesinin fetal distresin belirlenmesinde etkili bir metod olduğunu göstermişlerdir. Bu çalışmada amniotik sıvı miktarının intrapartum fetal distresi belirlemedeki sensitivitesi, spesifitesi, pozitif ve negatif prediktif değerleri sırasıyla % 72, % 90, % 26 ve % 98 olarak bulmuştur (32). Phelan ve arkadaşları yapmış oldukları çalışmada amniotik sıvı volümündeki azalmanın tek başına bile travayı başlatmak için yeterli sebep olduğunu belirtmişlerdir (33). Bizim çalışmamızda da ASİ ile 1. ve 5. dakika Apgar skorları arasında pozitif korelasyon tespit edilmiştir (sırasıyla p<0.005 ve p<0.05).
Sonuç
Günaşımı gebeliğin tanımı ve yönetimi hakkında günümüzde sabit bir protokol yoktur. Risk taşıyan fetusun belirlenmesi ve doğum zamanlaması hakkında fikir birliği yoktur. Bazı yazarlar 42. haftadan sonra rutin indüksiyon önerirken, bazıları ise indüksiyon uygulananlar ile sadece antepartum izlemle takip edilen vakalar arasında perinatal sonuç yönünden anlamlı fark bulamamışlardır. Günaşımı vakaların antepartum takibinde haftada iki kez NST ve ASİ, pratik, kolay uygulanabilen, ucuz ve spesifitesi yüksek bir takip yöntemi olarak gözükmektedir.
 
Kaynaklar
1. Naeye RL: Causes of perinatal mortality excess in prolonged gestations. Am J Epidemiol 108:4296-433, 1978.
2. Anderson GG: Postmaturity: A Review. Obstet Gynecol Sur vey 27:65, 1972.
3. Chamberlain PF, Manning FA, Morrison I, Harman CR, Langc IR: Ultrasound evaluation of amniotic fluid volume. I. The relationship of marginal and decreased amniotic fluid vol umes to perinatal outcome. Am J Obstet Gynecol 150:245-249, 1984.
4. Chamberlain PF, Manning FA, Morrison I, Harman CR, Lange IR: Ultrasound evaluation of amniotic fluid volume. II. The relationship of increased amniotic fluid volumes to perinatal outcome. Am J Obstet Gynecol 150:250-254, 1984.
5. Shaw K, Pul R: Postterm pregnancy. In Reece EA, Hobbins JC, Mahoney MJ, Petrie RH (eds): Medicine of the Fetus & Mother Philadelphia: J.B. Lippincott Company 1469-1481, 1992.
6. Arias F: Predictability of complications associated with pro longation of pregnancy. Obstet Gynecol 70:101-106, 1987.
7. Kegan KA, Paul RH: Antepartum fetal heart rate testing IV. The nonstress test as the primary approach. Am J Obstet Gynecol 136:75-80, 1980.
8. Phelan JP, Smith CV, Broussard P, Small M: Amniotic fluid volume assessment with the four-quadrant tecnique at 36-42 weeks' gestation. J Reprod med 32:540-542, 1987.
9. Grausz JP, Heimler R: Asphyxia and gestational age. Obstet Gynecol 62:175, 1983.
10. Bocher CJ, Williams HI J, Castro L, Medearis A, Hobel CJ, Wade M: The efficiancy of starting postterm antenatal test ing at 41 weeks as compared with 42 weeks of gestational age. Am J Obstet Gynecol 159:550-554, 1988.
11. Guidetti DA, Divon MY, Langer O: Postdate fetal surveil lance: Is 41 weeks too early? Am J Obstet Gynecol 161:91-93, 1989.
12. Yeh S, REad JA: Management of Post-term Pregnancy in a Large Obstetric Population. Obstet Gynecol 60:282-287, 1982.
13. Gibb DMF, Cardozo LD, Studd JWW, Cooper DJ: Pro longed pregnancy: is induction of labour indicated? A prospective study. Br J Obstet Gynaecol 89:292, 1982.
14. Cardozo L, Fysh J, Pearce JM: Prolonged pregnancy: the management debate. Br Med J 293:1059, 1986.
15. Druzin ML, Karver ML, Wagner W, Hutson JM, Walter A, Kogut E: Prospective evaluation of the contraction stress and nonstress tests in the management of post-term pregnancy. Sur gery Gyneco & Obstet 174:507-511, 1992.
16. The National Institute of Child Health and Human Devel opment Network of Maternal-Fetal Medicine Units. A clinical trial of induction of labor versus expectant management in post- term pregnancy. Am J Obstet Gynecol 170:716-723, 1994.
17. Grubb DK, Rabello YA, Paul RH: Post-Term Pregnancy: Fetal Death Rate with Antepartum Surviallance. Obstet Gynecol 79:1024-1026, 1992.
18. Phelan JP, Lewis PE: Fetal heart rate decelerations during a nonstress test. Obstet Gynecol 57:288, 1981.
19. Leveno K: Amniotic fluid volume in prolonged pregnancy. Semin Perinatol 10:154, 1986.
20. Phelan JP, Piatt LD, Yeh SY, Trujillo M, Paul RH: Con tinuing role of the nonstress test in the management of post dates pregnany. obstet Gynecol 64:624, 1984.
21. Bochner CJ, Medearis AK, Davis J, Oakes GK, Hobel CJ, Wade ME: Antepartum predictors of fetal distress. Am J Obstet Gynecol 157:353, 1987.
22. Eden RD, Gergely RZ, Schifrin BS, Wade ME: Compari son of antepartum testing schemes for the management of the postdate pregnancy. Am J Obstet Gynecol 144:683. 1982.
23. Benedetti TJ, Easterling T: Antepartum testing in postterm pregnancy. J Reprod Med 33:252, 1988.
24. Fleischer A, Schulman H, Farmakides G: Antepartum non- stress test and the postmature pregnancy. Obstet Gynecol 66:80, 1985.
25. Cunningham FG, MacDonald PC, Gant NF, Leveno KJ, Gilstrap LC: Williams Obstetrics. Connecticut: Prentice-Hall In ternational Inc. 871-875, 1993.
26. Vorherr H: Placental insufficiency in relation to postterm pregnancy and fetal postmaturity. Am J Obstet Gynecol 123:67- 103, 1975.
27. Phelan JP: Amniotic fluid assesment and significance of con taminants. In Reece EA, Hobbins JC, Mahoney MJ, Petrie RH (eds): Medicine of the Fetus & Mother. Philadelphia: J.B. Lippin cott Company 777-788, 1992.
28. Marks AD, Divon MY: Longitudinal Study of the Amniotic Fluid Index in Post-Dates Pregnancy. Obstet Gynecol 79:229- 233, 1992.
29. Rutherfort SE, Phelan JP, Smith CV: The four quadrant as sessment of amniotic fluid volume: an adjunt to antepartum fetal heart rate testing. Obstet Gynecol 70:353, 1987.
30. Moore TR, Cayle JE: The amniotic fluid index in normal hu man pregnancy. Am J Obstet Gynecol 162:1168-1173, 1990.
31. Fischer RL, McDonnell M, Bianculli KW, Perry RL, Hedi- ger ML, Scholl TO: Amniotic fluid volume estimation in the postdate pregnancy: a comparison of techniques. Obstet Gynecol 81:698-704, 1993.
32. Tongsong T, Srisomboon J: Amniotic fluid volume as a pre dictor of fetal distress in postterm pregnancy. Int J Gynaecol Ob stet 40:213-217, 1993.
33. Phelan JP, Piatt LD, Yeh SY, Broussard P, Paul RH: The role of ultrasound assesment of amniotic fluid volume in the man agement of the postdate pregnancy. Am J Obstet Gynecol 151:304-308,1985.
Dosya / Açıklama
Tablo 1
Olguların klinik özellikleri
Tablo 2
Olguların nonstress test sonuçlarına göre dağılımı