Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Künye

Maternal anemi ve perinatal sonuçlar . Perinatoloji Dergisi 2007;15(3):127-130

Yazar Bilgileri

Emre Karaşahin,
Seyit Temel Ceyhan,
Ümit Göktolga,
Uğur Keskin,
İskender Başer

  1. Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği- Ankara TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Gebelikte maternal aneminin intrauterin gelişme geriliği, Gebelikte maternal aneminin intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum, düşük doğum ağırlığı gibi fetal; preeklampsi, eklampsi gibi maternal komplikasyonlar ile ilişkili olabileceği bildirilmektedir. Çalışmamızın amacı maternal anemi saptanan gebelerdeki perinatal komplikasyon sıklığını araştırmaktır.
Yöntem
Çalışmaya 2. trimesterde hemoglobin düzeyi 8 gr/dl altında olan 162 gebe (Grup 1) ve hemoglobin düzeyi 10 gr/dl nin üzerinde 160 gebe (Grup 2) dahil edildi. Veriler retrospektif olarak hasta takip kartları ve dosyalardan elde edildi. Preterm doğum, preeklampsi, eklampsi, intrauterin gelişme geriliği ve yeni doğan ünitesine kabul oranları incelendi.
Bulgular
Grup 1 de ortalama Hg konsantrasyonu 7,63 (-/+ 0,34) gr/dl, grup 2 de 11,82 (-/+ 1,23) olarak saptandı. Preterm doğum oranı grup 1 de % 9,9 (n:16) iken grup 2 de % 3,2 (n:5) idi. Eklampsi oranı grup 1 de % 8,6 (n:14)iken, grup 2 de % 3,2 (n:5) idi. İntrauterin gelişme geriliği grup 1 de 14 iken (% 8,6), grup 2 de ise 7 (% 4,3) idi. Grup 1 de sadece 1 olguda plasenta dekolmanı (ablatio) ortaya çıkarken, grup 2 de plasenta dekolmanı izlenmedi. Yine her iki grupta eklampsi gözlenmedi. Yeni doğan ünitesinde takip oranı ise grup 1 de % 13,6 iken (n:22), grup 2 de ise % 8,2 (n:13) idi. Anemik olan grupta preeklampsi ve preterm eylem gelişimi istatistiksel olarak anlamlı derecede farklı idi.
Sonuç
Prekonsepsiyonel değerlendirme ile birlikte uygun bir gebelik planlanması maternal aneminin sıklığının azaltılmasında önemlidir. Maternal anemi düzeyi ve perinatal sonuçların daha büyük gruplara gereksinim vardır. Antenatal takipler sırasında maternal aneminin tespiti ve tedavisi, perinatal komplikasyonların en aza indirilmesi için önemlidir.
Anahtar Kelimeler

Gebelik, Anemi, Preeklampsi, Eklampsi, İntrauterin Gelişme Geriliği

Giriş
Gebelikte ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde en sık karşılaşılan problemlerden birisi maternal anemi’dir. Gebelik döneminde anemi prevalansı farklı çalışmalarda % 35-100 arasında bildirilmektedir (1). Gebeliğin maternal ve perinatal etkileri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) maternal mortalite nin % 20 sinde aneminin katkısı bulunabileceğini öne sürmüştür (2). Gebeliğe bağlı maternal değişikliklere göz atıldığında, fetal gelişimin desteklenmesi ve plasental kan akımının sağlanması için kardiyak outputun yaklaşık % 50 oranında artmasının gerektiği, bunu sağlamak için de plazma hacminin artmasının gerekliliği görülmektedir. Plazma hacmindeki bu artış gebelikte karşımıza dilüsyonel anemi olarak çıkmaktadır (3-4). Anemi özellikle erken gebelik döneminde ortaya çıkmakta ve terme kadar devam etmektedir. Gebelikte maternal anemi intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum, düşük doğum ağırlığı gibi fetal; preeklampsi, eklampsi gibi de maternal komplikasyonlar ile ilişkili olabileceği öne sürülmüştür (5-7). Farklı çalışmalarda ise kötü perinatal sonuçlar ile ilişkili olmadığı ortaya konmuştur (8). Bizim çalışmamız amacı kendi populasyonumuzda aneminin perinatal komplikasyonlar üzerindeki etkisini araştırmaktır.
Yöntem
Çalışma, Ocak 2003 - Aralık 2006 tarihleri arasında tersiyer bir merkezin antenatal ünitesinde takip edilen ve 2. trimesterde hemoglobin düzeyi 8 gr/dl altında olan 162 gebe (Grup 1) ve hemoglobin düzeyi 10 gr/dl nin üzerinde olan 160 gebeyi (Grup 2) kapsamaktadır.
Retrospektif olarak dizayn edilen çalışmada hasta verileri hasta takip kartları ve dosyalardan elde edilmiştir. Çoğul gebelikler, gebelik öncesi sistemik hastalığı mevcut gebeler (Hipertansiyon, Diabetes mellitus, Renal hastalık vb.) çalışma dışı bırakılmıştır. Çalışmanın yürütüldüğü merkezde rutin antenatal takip protokolüne göre her gebeye 2. trimesterde oral ve/veya parenteral demir tedavisi başlanmaktadır.
Çalışmanın sonucunda maternal anemi saptanan ve maternal anemisi olmayan gebelerdeki preterm doğum, preeklampsi, eklampsi, intrauterin gelişme geriliği ve yeni doğan ünitesine kabul oranları incelendi.
İstatistiksel analiz için, SPSS for Windows 13.0 paket programı kullanıldı. Tanımlayıcı istatistiklerde ortalama (-/+ standart sapma) kullanıldı. Her 2 grupta preterm doğum, preeklampsi, eklampsi, intrauterin gelişme geriliği ve yeni doğan ünitesine kabul oranları ki-Kare testi kullanıldı. p<0,05 in altında olan değerler istatistiksel olarak anlamlı olarak kabul edildi.
Bulgular
Her iki gruptaki hastaların demografik özellikleri tablo 1 de gösterilmiştir. Grup 1 de ortalama Hg konsantrasyonu 7,63 (-/+ 0,34) gr/dl iken grup 2 de 11,82 (-/+ 1,23) olarak saptandı. Grup 1 de normal doğum oranı %69,8 (n:113), sezaryen oranı %30,2 (n:49) olarak bulunmuştur. Grup 2 de ise normal doğum oranı % 72,5 (n:116), sezaryen oranı ise % 27,5 (n:44) olarak saptanmıştır. Preterm doğum yapanların oranı grup 1 de % 9,9 (n:16) olarak saptanırken, grup 2 de % 3,2 (n:5) idi. (p: 0,02) Grup 1 de preeklampsi gelişme oranı % 8,6 (n:14) iken, grup 2 de % 3,2 (n:5) idi. (p: 0,05) Antenatal takipler sırasında grup 1 de intrauterin gelişme geriliği saptanan olgu sayısı 14 iken (% 8,6), grup 2 de ise 7 (% 4,3) idi. (p: 0,17) Grup 1 de 18 olguda amniotik sıvıda mekonyum tespit edilirken (% 11,1), grup 2 de ise 17 olguda (% 10,6) mekonyum tespit edilmiştir. (p: 0,51) Grup 1 de sadece 1 olguda plasenta dekolmanı (ablatio) ortaya çıkarken, grup 2 de plasenta dekolmanı izlenmedi. Yine her iki grupta eklampsi gözlenmedi. Yeni doğan ünitesinde takip için alınanların oranı ise grup 1 de % 13,6 iken (n:22), grup 2 de ise % 8,2 (n:13) idi. (p: 0,15) (Tablo 2)
Tartışma
Bizim çalışmamızda, ikinci trimesterde orta düzeyde anemiye sahip olan gebelerin maternal adaptasyon durumları ve perinatal sonuçları değerlendirildi. Anemik olan hasta grubunda preeklampsi ve preterm doğum oranının anemik olmayan gruba göre daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte IUGR, yeni doğan ünitesine kabul ve amniotik sıvıda mekonyum izlenmesi anemik grupta daha fazla olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Lone FW ve ark. tarafından 626 gebe üzerinde yapılan çalışmada, anemi saptanan ve saptanmayan gebelerde preterm doğum, düşük doğum ağırlığı, IUGR, perinatal ölüm oranları karşılaştırılmış ve preterm doğum riski 4 kat, düşük doğum ağırlığı riski 1.9 kat, düşük APGAR skoru oranı 1.8 kat, İntrauterin ölüm oranı 3.7 kat fazla bulunmuştur (9). Levy A ve ark. ise, retrospektif olarak dizayn ettikleri çalışmada yaklaşık 15 yıllık süre içerisinde anemi nedeni ile takip edilen gebelerin preterm doğum ve doğum ağırlıklarını incelemiş, ve yaptıkları lojistik regresyon analizleri sonucunda, maternal anemiyi, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığında bağımsız risk faktörü olarak belirlemişlerdir. Fakat kötü perinatal sonuçlar ile ilişki saptanmamıştır (8). Bondevik GT ve ark. 1400 gebe üzerinde yaptıkları vaka-kontrol çalışmasında, hematokrit değeri % 24’ ün altında olan ciddi anemili hastalarda düşük doğum ağırlığı ve preterm doğum oranının anlamlı derecede fazla olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada, maternal anemi düzeyi için her hastanın ilk vizitinde elde edilen parametreler kullanılmıştır (10). Malhotra M ve ark. 447 gebeyi anemi düzeylerine göre 4 gruba ayırmış, maternal ve perinatal sonuçlar ile postpartum komplikasyonları değerlendirmişler, sonuçta ciddi aneminin düşük doğum ağırlığı için risk artışına sebep olduğunu saptarken “hafif” düzeyde aneminin en iyi maternal ve perinatal sonuçlar sağladığını belirtmişlerdir (11). Murphy JF ve ark ise Daha yüksek seviyedeki hemoglobin seviyeleri ile preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı arasında ilişkiyi ortaya koymuştur (12). Bazı çalışmalarda ise, artmış hematokrit seviyelerine sahip kadınlarda fetal gelişim geriliği ve preterm doğum oranının artmış olduğu saptanmıştır (13-14). Patra S ve ark, maternal hemoglobin seviyesi 5 g/dl’ den daha düşük seviyede olan 130 ciddi anemili gebelerin maternal ve perinatal sonuçlarını rapor etmişlerdir. Bu grupta maternal hemoglobin seviyeleri 3. trimesterde elde edilmişti ve hastaların yaklaşık % 81’i multipar hastalardı. Multipar hastalarda gebelik intervali ortalama 16,5 -/+ 0,5 ay olarak bulunmuştu ve preterm doğum oranı % 69,2, preeklampsi gelişimi % 17,0, eklampsi % 4, dekolman plasenta % 3, fetal distress gelişim oranı % 23, düşük doğum ağırlığı % 24, 6 ve neonatal ölüm oranı % 35 olarak bildirilmişti (15). Özellikle gebeliklerinin aralıkları yakın olan multipar hastalarda, nutrisyonel desteğinde yetersiz olduğu durumlarda, gebeliğe bağlı anemi daha belirgin olarak ortaya çıktığını öne sürmüşlerdir.
Sonuç
Prekonsepsiyonel değerlendirme ile birlikte uygun bir gebelik planlanması maternal aneminin sıklığının azaltılmasında önemlidir. Antenatal takipler sırasında maternal aneminin tespiti ve tedavisi, perinatal komplikasyonların en aza indirilmesi için önemlidir. Bizim çalışmamızda anemi ile preterm doğum ve preeklampsi arasında anlamlı ilişki bulunduğu ortaya çıkmış olup, ancak bu ilişkiyi ortaya koyan daha büyük olgu gruplarını içeren yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
Kaynaklar
1. World Health Organization. The prevalence of anemia in women: a tabulation of available information. 2nd ed. Geneva, Switzerland, WHO, 1992.
2. Abor Zahr C and Rayston E. Maternal mortality: a global fact book. Geneva, Switzerland WHO; 1991.
3. Hytten F, Paintin DB. Increase in plasma volume during normal pregnancy. J Obstet Gynaecol, 1963; 70: 402-27.
4. Steer PJ. Maternal hemoglobin concentration and birth weight. Am J Clin Nutr 2000; 71(5): 1285-7.
5. Huisman A, Aarnoudse JG. Increased 2nd trimester hemoglobin concentration in pregnancies later complicated by hypertension and growth retardation. Early evidence of a reduced plasma volume. Acta Obstet Gynecol Scand, 1986; 65: 605-8.
6. Murphy JF, O’Riordan J, Newcombe RG, Coles EC, Pearson JF. Relation of haemoglobin levels in first and second trimesters to outcome of pregnancy. Lancet 1986; 1: 992-5.
7. Stephansson O, Dickman PW, Johansson A, Cnattingius S. Maternal hemoglobin concentration during pregnancy and risk of stillbirth. JAMA 2000; 284: 2611-7.
8. Levy A, Fraser D, Katz M, Mazor M, Sheiner E. Maternal anemia during pregnancy is an independent risk factor for low birthweight and preterm delivery. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 2005; 122(2): 182-6.
9. Lone FW, Qureshi RN, Emmanuel F.Maternal anaemia and its impact on perinatal outcome in a tertiary care hospital in Pakistan. East Mediterr Health J. 2004; 10(6): 801-7.
10. Bondevik GT, Lie RT, Ulstein M, Kvale G. Maternal hematological status and risk of low birth weight and preterm delivery in Nepal. Acta Obstet Gynecol Scand. 2001; 80(5): 402-8.
11. Malhotra M, Sharma JB, Batra S, Sharma S, Murthy NS, Arora R. Maternal and perinatal outcome in varying degrees of anemia. Int J Gynaecol Obstet. 2002; 79(2): 93-100.
12. Murphy JF, O’Riordan J, Newcombe RG, Coles EC, Pearson JF. Relation of haemoglobin levels in first and second trimesters to outcome of pregnancy. Lancet 1986; 1: 992-5.
13. Lu ZM, Goldenberg RL, Cliver SP, Cutter G, Blankson M. The relationship between maternal hematocrit and pregnancy outcome. Obstet Gynecol 1991; 77: 190-4.
14. Blankson ML, Goldenberg RL, Cutter G, Cliver SP. The relationship between maternal hematocrit and pregnancy outcome: blackwhite differences. J Natl Med Assoc 1993; 85: 130-4.
15. Patra S, Pasrija S, Trivedi S and, Puri M. Maternal and perinatal outcome in patients with severe anemia in pregnancy. International Journal of Gynecology and Obstetrics 2005; 91: 164—5.
Dosya / Açıklama
Tablo 1.
İkinci trimesterda maternal anemi saptanan ve saptanmayan hasta grubunun demografik özellikleri.
Tablo 2.
İkinci trimesterda maternal anemi saptanan ve saptanmayan hasta grubunun perinatal sonuçları.