Vücudun herhangi bir kısımında yüzeyel damarlarda veya varislerde pıhtı oluşumu ile karakterize ağrı, kızarıklık ve hassasiyet ile seyreden akut/subakut lezyonlardır. Obstetride özellikle gebeliğe bağlı artan venöz staz ve pıhtılaşma faktörleri yanında oluşan varisler tromboflebit riskini arttırmaktadır. Özellikle sezaryen ile doğum yapanlarda da geç mobilizasyon bu risk faktörlerine daha da katkı sağlamaktadır. Tromboflebitin en ciddi komplikasyonu pulmoner embolidir ki postpartum anne ölümlerinin en önemli sebepleri arasında yerini almaktadır. Bu olguda, postpartum birinci haftada izlenen vulvar tromboflebit vakasından bahsedildi. 32 yaşında bayan hasta (gravida 2; parite 2) polikliniğimize vulvar ve sağ femoral bölge iç yüzünde ağrı, şişlik ve kızarıklık şikayeti ile başvurdu. Hastanın anamnezinden bir hafta önce kliniğimizde sezaryen ile doğum yaptığı, daha önce herhangi bir kronik hastalık öyküsü olmadığı ancak gebeliğinin son bir ayında vulvar bölgede artan varislerinin olduğu anlaşıldı. Hastanın yapılan fizik muayenesinde sağ labium majus ve sağ femur medialinde hiperemi, palpasyonda hassiyet ve şişlik izlenmesi üzerine yüzeyel tromboflebit ön tanısıyla sağ alt extremite venöz renkli doppler USG (RDUS) planlandı. Venöz RDUS’ta sağ uyluk proksimal kesim medialinde ve inguinal bölge yüzeyel variköz venler içerisinde hiperekoik – kompresyona yanıtsız materyaller izlenmiş olup subakut tromboflebit olarak değerlendirildi. Bunun üzerine hasta, kardiyovasküler cerrahiye refere edilerek antibiyoterapi, enoksaparin sodyum 0.4 ml, asetilsalsilik asit 100 mg ve analjezik tedavisi planlanarak ayaktan takip edildi. 1 hafta sonra yapılan kontrol muayenesinde hastanın şikayetlerinin gerilediği gözlendi. Sonuç olarak gebelik pıhtılaşmaya yatkınlığı arttıran fizyolojik bir durumdur.
Anahtar Kelimeler